7 Ekim 2009 Çarşamba

altın pasajlar (dalgalar - virginia woolf)

"Kargaşa gittikçe yaklaşıyor," dedi Bernard, "Burada üniversitede, yaşamın gürültü patırtısının ve baskısının böylesine doruğa ulaştığı, yalın yaşama coşkusunun günden güne daha gerekli olduğu yerde. Kocaman, kepekten yapılma pastanın içinden her saat yeni bir şey kazılıp çıkarılıyor. Ben neyim, diye soruyorum. Bu mu? Hayır, ben şuyum. Özellikle şimdi bir odadan, konuşan insanlardan ayrıldığım, yapayalnız adımlarımın altında kaldırım taşlarının çın çın öttüğü, ayın görkemle, ilgisizce eski kilisenin üzerinden yükselişine baktığım zaman iyice anlıyorum, bir tek ve yalınkat değilim, karmaşık ve çoğum."

(http://hreidstudios.deviantart.com/art/Waves-119341516)

geç ve (neredeyse her favori yazarım gibi) tesadüfen keşfettiğim bir değer virginia woolf. yazarlığında büyük bir isme sahip olmasının yanı sıra gerçek bir entelektüel. ne yazık ki, bu hüzünlü bakan kadının sonu da yaşama kendi elleriyle son vermek olmuş.

dalgalar'dan bir kısa pasaj. alıntılanabilecek o kadar çok yeri var ki aslında. ama satırlar, sayfalar da birbirine o kadar bağlı ki hiç bir parça terk başına iken "bütünde yer alırkenki güzelliğini" yeterince sergileyemiyor.

"dalgalar" inanılmaz bir kitap. roman-şiir-tiyatro karışımı bir eser. altı kişinin ağzından sahnelenen bir oyun gibi. zaman ilerliyor, yeni bir perde başlıyor. altı kişi çocukluktan yaşlılığa ilerliyor. daha ilk sayfalardan itibaren, harikalar diyarına giden alice'in yaşadığına benzer bir şaşkınlık yaşadım. inanılmaz anlatımlar ve enteresan benzetmeler başımı döndürdü. woolf'u, dehasını kıskandım. çünkü uzun zamandır yazmayı düşündüğüm, kafamda şekillendirdiğim "şiirsel roman" türünün (pek çok zekice buluş gibi) yıllar önce, hem de ulaşılması mümkün görünmeyen bir seviyede yazıldığını gördüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder